Kubernetes Ortamlarınızın Yedeklenmesi ve Uygulama Hareketliliği Size Ne Sağlar?

BT altyapısındaki teknolojik gelişmelerle beraber mikroservis tabanlı uygulamalar, günümüzde hâlâ kullanılmakta olan monolitik geleneksel sanallaştırma yaklaşımlarına devrim yaratacak nitelikte gelişmiş özellikler kazandıran Kubernetes platformlarına evrilmektedir. Organizasyonların konteyner tabanlı yaklaşımları benimsemesiyle, günümüzde BT operasyonları Devops ve ITops ekiplerinin birleşimiyle daha çevik ve kaliteli hizmet vermeye başlamıştır.

Yapay zekâ ve makine öğrenimi ile geliştirilen uygulamalar, konteyner tabanlı platformlarında genişlemesi ve adaptasyonu ile verileri, tüm organizasyonlar için önemli bir konuma getirmiştir. Tüm bu teknolojik ilerlemeler ışığında e geliştirilen yazılımlar, çalışan uygulamalar ve veriler çeşitli siber saldırılara ya da plansız kesintilere maruz kalabileceği için organizasyonlar artık, verilerinin korunduğunu tescil etmek için sıkı denetimlere girmek durumundadır. Operasyonel takımlar artık geleneksel, sanal ve konteyner yapısına çevirdikleri iş yüklerini barındıran ilişkisel ve Nosql database içeren altyapılarını ve uygulamalarını, Cloud-native ortamlarda desteklemek durumunda kalmaktadırlar.

Kubernetes ortamında yapılan dağıtımların, lokal veri merkezlerinde, birbirinden farklı cloud ortamlarında ve veri depolama üreticileriyle ve bunların çözümleriyle entegre olabilmesi gerekmektedir. Kullanılacak veri yönetim çözümü, hem operatörlerin hem de yazılım geliştiricilerinin ihtiyaçlarına odaklanmalı ve sürekli değişen ortama ayak uydurabilecek yetenekte olmalıdır. Kubernetes dağıtımları, geçmiş altyapı çözümlerinden farklı olarak BT tabiatında çok önemli değişiklikler yaratmıştır. Tüm bu gelişmelere paralel olarak Kubernetes dağıtımları, (Kubernetes-native yedekleme olarak tanımlanan) konteyner mimarisinin doğasını anlayabilen veri koruma teknikleri gerektirmektedir.

Kubernetes Ortamı Yedeklenirken Dikkate Alınması Gereken 7 Kritik Unsur

Kubernetes Dağıtım Modeli : Geleneksel mimariden farklı olarak Kubernetes dağıtımları, sunuculara ya da sanal makinelere haritalanmamaktadır. Bundan dolayı, kullanılan yedekleme çözümünün, hızla değişebilen Kubernetes-native ortamlarının doğasını iyi anlayabilmesi gerekmektedir.

Devops ve Shift-left : Çok hızlı uygulama geliştirme döngüsü, Kubernetes ortamlarının bir standardıdır. Bu nedenle yedekleme yazılımı, altyapı-merkezli değil uygulama-merkezli olmalıdır.

Kubernetes Operatör Zorlukları : BT takımlarının operasyonel işlemlerinin kullanım kolaylığına ihtiyacı vardır. Bundan dolayı, kullanılacak yedekleme çözümünün entegre CLI erişiminin ve API destekli dashboardlarının olması kritik bir önem arz etmektedir.

Uygulama Ölçeklenmesi : Kubernetes tabanlı mikroservis yaklaşımları, sadece Kubernetes tarafından görülebilen yüzlerce bağımsız bileşen ve döngüye sahiptir. Uygulamaların, bu kadar farklı bileşen ve döngü içinde tutarlı bir operasyon yürütmeleri için bu bileşenlerin yedeklenmesi zorunludur.

Koruma Eksik Yönleri : Veri bozulması ve beklenmeyen veri kayıplarında yüksek erişilebilirlik ve replikasyon çözümleriyle bu senaryolar yönetilebilir. Arka planda farklı özellikte uygulamalardan bağımsız şeffaf olarak çalışan bir yedekleme çözümü, bu senaryoların yaşanmaması adına gereklidir.

Güvenlik : Kubernetes güvenlik özelliği, iç uygulama bileşenlerine erişimi engellemektedir. Aynı zamanda cluster içinde veya dışında bulunan veri servislerine yapılacak güvenli olmayan erişimlerin engellenmesi gerekmektedir. Gelişmiş bir yedekleme çözümü ile, güvenlik operasyonları için tutarlı bir süreç sağlanabilir.

Ekosistem Entegrasyonu : Çoklu veri servislerinin aynı aplikasyon tarafından kullanımı Kubernetes dağıtımlarının bir özelliğidir. Cloud-native altyapılarına entegre çalışabilen ve iş yükleri akışıyla beraber uygulama gereksinimlerini yakalayabilen yedekleme çözümü,kurum için kilit önem taşımaktadır.

BT organizasyonlarının kullanmakta olduğu konteyner tabanlı ortamlarda veri yönetimi ilkesi, tüm Kubernetes ortamlarıyla uyumlu ve kendine özgü gelişmiş özellikleri olan bir yedekleme çözümünü kritik bir gereklilik haline getirmiştir. Kasten K10, Kubernetes için bu amaca özel olarak tasarlanmıştır. Kurumsal operasyon ekiplerine, yedekleme, geri yükleme, felaket kurtarma ve Kubernetes uygulamalarının hareketliliği için kullanımı kolay, ölçeklenebilir ve güvenli bir sistem sunar.

Bahsi geçen özellikler doğrultusunda, Veeam kullanım senaryolarının genel olarak değerlendirilmesi sonucunda yedekleme ve kurtarma, olağanüstü durum ve uygulama hareketliliği başlıkları ortaya çıkar.

Yedekleme ve Kurtarma : Veeam, kaynak tanımları, konfigürasyonlar ve temel alınan veriler dahil olmak üzere, uygulama yığınının tamamını otomatik olarak yakalayıp korumayı mümkün hale getirir.

Otomatik olarak keşfedilen uygulamalara atanan dinamik ilkeler aracılığıyla,, yedekler ölçeklenebilir bir şekilde yönetilebilir, veri yönetimi uyumlulukları izlenebilir ve düzeltici adımlar kolaylıkla uygulanır.

Birim düzeyi korumasının yeterli olmadığı durumlarda, uygulamaya özel işlemler uygulamak için iş akışını Kanister şemasıyla genişletmek de mümkün.

Felaket Kurtarma (Olağanüstü Durum) : Planlamayı, iş gereksinimlerinin ihtiyaç duyduğu RTO ve RPO değerlerinin yardımı ve uygulamalar özelinde programlama ve isteğe bağlı akış seçenekleriyle mümkün kılar.

Yeni bir uygulama dışa aktarımı söz konusu olduğunda, değişiklikleri otomatik olarak felaket kurtarma kümesine alarak; içe aktarılmasını ve son versiyonları geri yüklemeyi sağlar.

Felaket Kurtarma fonksiyonu, birim düzeyi korumasının yeterli olmadığı durumlarda uygulamaya özel işlemler gerçekleştirmek için, iş akışını Kanister şemasıyla genişletme opsiyonu sunar.

Uygulama Hareketliliği : Özel komut dosyası oluşturma ihtiyacını ortadan kaldırarak, uygulamaları sıkı bir şekilde zamanlar, iş gereksinimlerine göre yapılandırır ve çalışma süreçlerini Kasten arayüzünden izleme olanağı sağlar.

Veeam ile, uygulama versiyon geçişleri, altyapı değişiklikleri, yük dengeleme ve test/otomasyon ihtiyaçlarında, altyapı formatları arasında kusursuz veri dönüştürme gerçekleştirilir; farklı genel veya özel bulut altyapılarında geçiş süreçleri güvenilir ve hızlı hale getirilir.